Almanya'da Sağlık: Corona, Alman Sağlık Sistemi ve Canım Göz Doktorum #5

Uzaylılar tarafından kaçırıldım, evet tarafından.
Maskeler takıldı mı? Süper. Sarımsak sipariş etmiştik noldu geldi mi o? Haydaaaa. E kolonyalar da yok ortada. Limon olacak ama, tütün kolonyası sosyetik kalıyor çünkü. Dezenfektanlar bitebilir, yenileyelim onları da. Makarna mı bitiyor? Seçime de var daha... He gidip alalım marketten tamamdır. ÖHÖ ÖHÖ. Lan? Kim öksürdü? Yazı mı? He tamam başlayalım. Oooo okurum naber yaaa. Valla nolsunCorona Virüsü nedeniyle blogda tedbirleri artırıp ortamı temizleyelim dedik. İkilemde kalmıştım video mu çekeyim yoksa yazı mı yazayım buradaki virüssel durumlarla alakalı diye ama video yemedi yine ya. Yeni bilgisayar şart... IBAN numaram: DE84 7635...... he neyse başlayalım yazıya :D Los gehts 

Önce bir açıklama yapayım, video harbiden neden gelmiyor. Efendim ilk sebep zamansızlıktı doktora nedeniyle. E şimdi bolca var diyeceksin. Evet var ama bir sor neden çekmiyorum? Konu falan sıkıntısı da yok, bi ton anlatacak şey var ama asıl soru bilgisayar. Ki daha önce de demiştim (ya tamam hacı yaaa, inandık). Diğer sebep de bunun meydana getirdiği artçı negatif etki: “yav şimdi kim inip kadraj kurup, çekip, kırpıp, eklemeler yapıp falan sonra kurgu yapacak, akabinde de bir ton yayın işleri falan düşünceleri.” Bu nedenle kanal baya bir süredir videosuz. Bir de mevcut kamera karşısında oturup anlatma konsepti de sıktı. Gidip gezmem, videoya çekmem falan lazım. Onu nasıl yapacağım? Sokağa çıkma yasağı var. Heh neyse, buralardan bahsediyorduk. Şeyaparız sonra videoyu. 

Mevcut ruh halim, temsili.
Resmi olarak 22 gündür hocamın izni kaynaklı, 18 gündür üniversite izni nedeniyle, 10 gündür eyalet bazında, 7 gündür ülke bazında eve tıkılma zorunluluğu nedeniyle 27 metrekare evimde bol bol Playstation, uyku, yemek, kitap, telefon, sosyal medya ve çooook az tezsel işlerle zaman öldürüyorum. Tamam az biraz dinlenme istiyordum da bıktım yav. Zaten evde çalışabilen bir insan değilim. Ortam değişsin diye masayı balkona koydum orada çalışırım dedim, e havalar soğudu tekrardan. Saçma sapan bir miskinlik içinde günlerim geçiyor resmen. Allah sonumuzu hayretsin. Neler oldu neler bitti? Önceleri [Şubat ortası gibi] kimse takmıyordu virüsü. Otobüsler tıklım tıklım, konusu açılınca herkes “yav amma abarttınız yaaaaa, her sene açlıktan milyonlarca insan ölüyor” (ağzına kürekle vurunuz) modunda takılıyordu. Satnam’a söyleyince “chill duuude” diyor, Nico’ya söyleyince “gripten farkı yok yeaa, anneme sordum ben” diyor, Johannes ile konuşunca “abartılıyor hacım” diyor, Ahmedemin ise “kardeşim bu adamlar yıllardır Yarasa yiyor, şimdi mi çıkıyor hastalık” şeklinde yanıt veriyor ve sadece dil kursundaki Çinli kız ve WhatsApp grubundaki Onur “her türlü tedbiri alın hacılar” uyarısını yapıp sürekli tembihliyordu. Dezenfektanlar raflardayken, kolonyalar ucuzken, sokaklar dolup taşarken, kafeler tıklım tıklım iken kimse takmadı resmen kısacası. Zaman geçti, virüs Çin merkezli olmaktan çıkıp İtalya’da ölümler artınca herkes resmen yusuf yusuf oldu, marketler boşaldı, saçma sapan sosyal medya paylaşımları arttı (İsrailin işi bu yeaaa, maksat nüfusu azaltmak....). Almanya’da ilk bizim eyalet [KALP] sokağa çıkma yasağı ilan etmeden bir iki gün önceye kadar da buradaki beyinsiz gençler “corona partisi yapalım wuhuuu” şeklinde takılıyordu.  

Resmen çocukluk travması... Çocuk parkı virüs nedeniyle kapalı...
Toplumda asıl kırılma, Gobert’in mikrofon ellemesi sonucu liglerin askıya alınması, Merkel’in “toplumun %80’i enfekte olacak, 2. Dünya Savaşı sonrası en büyük tehdit bu virüs” açıklamaları ve Oytun ve Canan gibi dalkavukların ekranlardan silinmesiydi. (yaaaav bu virüs Türk ırkına zarar vermeeeeez, kelle paça içiiiin, yumurta yiyiiiin) [anladık ki, virüsler bile IRKÇI DEĞİL, o ayrı..] [Sayın Merkel başkanımın virüsünün negatif çıkması KALP] Burada bile 4-5€ olan 1 litrelik Duru Limon Kolonyası, önce 25€ oldu, en son baktığımda ise 58€ olmuştu bile. Türk marketinde en dandik kolonyalar kalmış ve uzun aramalarım sonucunda doğru düzgün bir dezenfektan bulamamıştım. Almanya’da tartışmalardan biri de, Trump’ın Alman aşı firması CureVac’ı ABD'ye çekerek sadece ülkesine özel aşıya ikna etmek için girişimde bulunması oldu. Herkes tepki verdi, hatta şirketin sahibi Hopp da [haftalardır Alman futbol taraftarı adamın annesine sövdü sürekli, o bambaşka olaydı. Özet için: LİNK] bu aşının bulunması halinde, tüm dünya tarafından kullanılacağını açıkladı. Olaylar olaylar yani. Burada da ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonrası sadece markete ve işe gidilebiliyor [ki anlaşılmaz derecede marketler hala dolu], eczaneye veya hastaneye gidilebiliyor ve her evden en fazla iki kişi ve çocuklar yürüyüş vs için kısa bir süre dışarı çıkabiliyor. Çocuk parkları falan bile kapalı... Velhasıl buralar karman çorman... En yakın tarih de 19 Nisan, bakalım o tarihte neler olacak, değişecek mi durumumuz.  
Harbiden böyleyim.... 

Onun dışında mini bir Alman sağlık sistemi ve göz doktoru hatıramı anlatayım, yazıyı bitirelim (haydaaaaaa, e bu da zengin kalkışı oldu). Şimdi özetle sistem şöyle [hatalarım olabilir tabi]: Bir yerde çalışıyorsanız, iş yerinden sigortalısınız. Sorun yok. 25 yaşına kadar yine sorun yok, aileden / devlette sigortalasınız. Yine sorun yok. 25-30 yaş arası normal lisans öğrencileri de belli bir sömestr sayısını geçmemişse prim ödeyerek yine devlet sigortası yaptırabiliyor (staatliche Versicherung). Onlarda da sorun yok. Sorunlu iki kesim var, doktora yapıp aynı zamanda iş sözleşmesi yerine burs ile geçinen [bkz BEN] veya belli sömestr üzerinde / 30 yaşının üzerinde öğrenciler. Bunlar devlet sigortası yaptıramıyor. Ne lazım? Özel sigorta. Firma sayısı çok fazla değil ve bu firmalar, sigorta öncesi mevcut hastalıkları ödemiyor, onu ödemiyor, bunu ödemiyor vs vs sadece acil durumlardaki tedavileri belli bir sınıra kadar ödüyor ve sistem de şöyle saçma: acil durumla ve önceden mevcut olmayan bir hastalık nedeniyle acil servise gittiniz, bilgileri alıyorlar, masrafları adresinize hastane sonrası posta ile gönderiyorlar. Onu ödüyorsunuz ve ödeme belgesiyle bu faturayı birlikte sigorta firmasına yolluyorsunuz. Onlar da belli bir süre sonra uygun görürlerse geri ödeme yapıyor. Böyle b.ktan bir sistem resmen. Heh işte bu aptal sistemin iki çözümü var. Ya bir işe girmem gerekiyor ya da hasta olmamam gerekiyor. Bu konuda onlarca yazı okudum, asistanlarla konuştuk falan ama ı ıh. Çözüm yok. Hatta bizim hoca karantina izni vermeden bir gün önce, Corona olsam ödüyor musunuz soruma “MAAALESEF......” dediklerinde bayaaaa sövdüm. Sonra testi ödemediklerini ama tedaviyi ödeyebileceklerini söylediler. Neyse sakinim. 

Anlayacağınız şekilde, sistem böyle aptal bir duruma sahip. Bununla birlikte geçen göz doktoruna muayene olmak için, ki her yıl muayene olmam şart, gitmek istedim. Malum sigorta da ödemediği için onlarca göz doktorunu arayıp fiyat sordum :D (FİNCAN GENLERİ) [fakırık fakırık] Paradan öte bir sıkıntı daha var, takvimde boş yer bulmak. Neyseki göz derecem yüksek deyince takvimde hemen hemen hepsi beni öne atıyordu. En son, 70-80€ diyen ve tesadüfen bir öneri sonucu bulduğum [ki iyi ki buldum diyorum, KALP] Dr. Kuschma’ya gittim. Randevu günü doktorun asistanlarıyla ön muayene olup [renk körlüğü testi dahil] diğer odaya geçip muayenehanesinde doktorla görüştüm. Derdimi tabii Almanca anlatıyorum (ooooo yakışırrrr) ve sigorta durumunu söyleyince “sorun yok, ben gerekli tedavi olduğunu rapora yazarım, öderlerse öderler, ödemezlerse sen ne kadar yollayabilirsen yolla, problem yok” dedi. (YOK ARTIK.) Hatta bir ay oldu, hala faturayı da yollamadılar (VALLAHA KALP <3). Bakın ben 3-4 yaşından beri göz doktoruna giderim, hep de özel hastane vs iyi doktorlara gittim ama bu kadar güzel bir muamele görmedim. En ufak şeyimle ilgilendi, her olası problemi açıkladı, yeni göz derecelerimi vermeden önce şu ilk fotoğraftaki geçici gözlükle bir 10-15 dakika dışarıda dolanıp gelmemi söyledi, damlalar damlattı vs vs vs [Göz arkası görme işleminin ABV. Nasıl bir acıdır o] ve ben mutlu mesut ayrıldım doktorun yanından, bir hafta sonra ikinci randevuda da tekrar kontrol etti ve süreç tamamlandı. Umarım bu yazıyı bir Türk göz doktoru okur da ibret alır. Böyle işte.........  

Neyse efendim, Can Yılmaz ve Zafer Algöz ile kuliste buluşmamın anısı fotoğrafı ile hızlı bir veda edeyim yazıya. Vakit çok, aklıma bişi gelirse yazarım işte. Bol sağlıklı ve virüssüz günler efenim. Allaha emanet (Allahamanat).  


Yorumlar