ABD’de Hayvancılık Para Kazandırıyor mu? Yem, Et ve Süt Fiyatları Nasıl?

Merhabalar değerli okurum,

Öğrenimim süresince ABD’de çiftçilerle de tanışma fırsatım oluyor. Onlardan gözlemlediğim kadarıyla buradaki hayvancılık ile ilgili notlarımı aktarmaya çalışacağım. Bulunduğum bölgenin iklimi Karadeniz Bölgesi'ne benziyor. Dolayısıyla Jersey ırkı burada yaygın. Çiftlikler Holstein ve Jersey sürülerinden oluşuyor, bir çoğunda da sadece Jersey var. Jersey beslemeye rağbet edilmesinin bir diğer sebebi süt parasının sütun içerdiği protein ve yağ miktarına göre ödenmesi. Kimse sütteki suya para vermiyor. Sütün besin içeriği ne kadar yüksekse o kadar çok para kazanıyorsunuz.


350 sağmallı, robot sağım sistemine sahip bir çiftlik,
Tillamook, Oregon, 2017
Ayrıca bu çiftlikler şirketlere değil şahıslara ait. Mesela adamın dedesinin babası başlamış bu işe, o da torunu olarak 200 sağmal Jersey ile bu işi devam ettiriyor. 5-6 hayvanı olan insanlara ''hobi hayvancılığı'' yapıyor diyorlar yani insanlar 5-6 hayvanı herhangi bir ekonomik getiri için değil zevki için besliyor. Türkiye'de ise işletmelerin %81 indeki hayvan sayısı 9 dan az.  Yani ABD’de süt hayvancılığı yapıyorum diyebilmeniz için en az 100-150 sağmala sahip olmanız lazım. Başka bir çiftlik iki kardeş ve onların çocukları tarafından yönetiliyor. Çiftlikte hem Holstein hem Jersey var. Oradaki hanımefendi, bu işe ilk olarak babasının 25 sağmalla başladığını ve şu anda 850 sağmallarının olduğunu söyledi. O sırada abisi de içeride sağım yapıyordu. Bunu söyledim çünkü burada 850 sağmalı olan birisi hala kendini çiftçi olarak görüyor. Gece saat 1'de ve gündüz saat 13’te sağıma giriyor. Kızgınlık takibi ve Suni tohumlama da yine "sağımcı abi" tarafından yapılıyor. Benim gördüğüm çiftliklerin hepsinin kendi merası vardı. Merası olmayan çiftlik ise kaba yemin önemli bir kısmını kendi arazisinden temin ediyor.

Yeni doğum yapmış bir Jersey

Yanda görmüş olduğunuz fotoğraf organik bir süt çiftliğine ait. Çiftlikte 80 sağmal ve robot sağım sistemi var. Çiftliğin sahibi Bilgisayar mühendisi ve eşi doktor. Adam vakti zamanında silikon vadisinde çalışmış sonra gelmiş bu çiftliği kurmuş. Ne işin var bu pisliğin içinde, ne güzel yerde çalışıyorsun işte 😊 Çiftliğin kendi merası var ve sulama sistemi sayesinde otlar her zaman yeşil kalıyor. Kış ayları hariç hayvanlar sürekli meradan istifade ediyor. Hayvanların gübresi de mera arazisinin gübrelenmesi için kullanılıyor. Meralar suni mera. İnsanlar buğdaygil/baklagil oranını ekim sırasında ayarlamışlar. Bu şekilde hayvanlara gerekli besin sağlanıyor. Meranın yetersiz kaldığı noktada yonca ilavesi yapılıyor. Sağıma girdikleri sırada robot belli miktarda (2-3kg) fenni yem veriyor.

Gelelim fiyatlara, burası organik çiftlik olduğu için sütün litresi besin içeriğine göre değişmekle beraber 65-70 cent civarında satılıyor. Konvansiyonel olanlarda ise 35-40 cent civarında. Bu insanlar yoncayı max 170-200 dolar/ton a temin ediyorlar. (bu bölgede yonca yetişmiyor, iç bölgelerden geliyor, iç bölgelerde mesela Iowa’da 110$/ton a kadar düşüyor.)

Meranın 24 saat sulanması için kuyu suyu kullanılıyor. Çiftliğin bir aylık elektrik gideri ise 2500$. Çiftçi mazotu %15 daha ucuza alıyor.  İyi bir Jersey inek max 1700$, bir haftalık Jersey buzağı da 80$ civarında. Asgari ücretin de 1600-1700 dolar olduğunu buraya not düşelim (normalde saatlik ücret olarak hesaplanır, ülkemizle kıyaslanabilmesi için yuvarlak olarak aylık hesapladım). Yani insanlar bir asgari ücrete bir inek alabiliyorlar. Bizde ise bir inek için 6-7 asgari ücret lazım. Bu oran bile iki ülke arasındaki et piyasası farklılığını anlatmaya yeter.

Buradan et piyasasına geçmek istiyorum. Jersey buzağının 80$ a temin edilebildiği piyasada diğer ırkların da fiyatını tahmin etmek zor olmasa gerek. Hem besi başlangıcı için buzağıya harcanan para az hem de yem ucuz. Dolayısıyla hayvan büyütmek bu insanlar için külfet değil. Markete gittiğinizde sığır etinin kilosunu 11-12 dolara alabiliyorsunuz. Bazen indirime giriyor 7-8 dolara kadar düşüyor. Yani asgari ücretli bir Amerikan aylığına 145 kg et alabiliyorken, asgari ücretli bir Türk 40 kg et alabiliyor (Türkiye'de eti 40 tl/kg olarak hesapladım).

Mutlaka bu  fiyatları etkileyen bir çok sebep vardır (petrol, gübre fiyatları vs). Ama sonuç olarak ABD’de yıllık kişi başına et tüketim ortalaması 25.6 kg sığır, 22.8 kg domuz, 48.3 kg kanatlı 0.4 kg koyun eti iken ülkemizde; 8.3 kg sığır, 0.1 kg domuz, 17.8 kg kanatlı, 4.1 kg koyun etidir. (Bu veriler 2017 yılına ait OECD verileridir) Bence bu uçurum tarımsal üretim farklılığıyla açıklanamaz. Genel olarak zenginseniz çok yersiniz fakirseniz az yersiniz. Tarımsal üretim için araziniz veya hayvan sayınız yetersiz ise, tarımsal teknolojiye yönelirsiniz, tarımsal teknoloji ihraç eder karşılığında hayvansal ürün ithal edersiniz. Örnek olarak Hollanda. Konya'nınki kadar yüz ölçümüne sahip ülke 94 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirirken aynı yıl Türkiye 17 Milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirmiş. 94 milyarı domates satarak kazandıklarını hiç sanmıyorum.

Üniversitede çok sevdiğim bir hocam söylemişti ‘’Tarih boyunca et yiyenler ot yiyenleri yönetmiştir.’’ Sözün özü; vatandaşımızın hayvansal proteini tüketebildiği ölçüde dünyada sözümüz geçer. Tarım politikamızın vatandaşın hayvansal ürün alım gücünü kademeli olarak artırma üzerine kurulmasını temenni ediyorum.

Sizlere de daha etli günler diliyorum.


Yunus Gültekin



Yorumlar

  1. Dünyada vegan akımı gün geçtikçe artmakta. Bu akımın hayvancılığın geleceği ve et tüketim miktarları açısından etkisi nasıl olur sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, Veganlığın hayvancılığın gidişatını çok önemli derecede etkileyeceğini sanmıyorum. Tıpkı organik tarım/hayvancılık gibi beslenmeye bir alternatif olarak kalacaktır. Zira marketlerde de organik ürünleri görmemize rağmen, diğer ürünlerin satışı önemli ölçüde etkilenmiyor. Ayrıca çiftlik hayvanlarının doğanın karbon döngüsünde önemli role sahip olduğu ifade ediliyor. İklim değişikliği ve çölleşmeye karşı çiftlik hayvanlarından istifade ediliyor. Ayrıntılı bilgi için linkteki videoya göz atabilirsiniz. Teşekkürler.
      https://www.youtube.com/watch?v=vpTHi7O66pI

      Sil
  2. Yunus bey iyi günler,

    peki yapay et endüstrisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/ette-yeni-duzenleme-2021de-restoranlarda-40901257

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Yunus Gültekin ben de merak ediyorum açıkçası :D

      Sil
    2. Merhaba, 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağı ve kişi başı gıda tüketiminin şimdikinden çok daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Gıda ve su sıkıntısı muhtemel problemlerin arasında. Bu tür gelişmeler bu sorunu çözmek için güzel adımlar olabilir. Teşekkürler.

      Sil

Yorum Gönder