Medeni Usul Hukuku Ders Notları...

Bu Yazı, hocanın yazdırdığı kısımları içermektedir. bundan sonraki kısım kitaptan işlendi...


2) Sosyal yargılama amacı Franz Klein
wach ın liberl yargılama anlayışıa karşıt görüş 1895 tarihli meddeni usulu yaratıcısı Franz Klein ın sosyal yargılama anlayışıdır .
davayı sosya önemini vurgulamaktaydı .Bu yüzden de hakimn bağımsızlaştırılmasını digger devlet organları gibi kamu yararı ve toplum barışının hizmete sokulmasını talep etmişti .
Klein dadavanın maddi hukukun temininde bir aracı oldugunu  ve böyle kalması gerektiği Kabul etmektydi.Ancak Klein hukuk düzenini bir bütün olarak devletin sagladıgı hukuki korunmanın malı saymış ve tek tek hukuki işlişkileri korunmasını  bir bütünün parçalarını koruması olarak görmüştür .Davayı  idari bir işlem olarak Kabul etmiş ve bunun sonucuda yarrgılamanın hakların korunmasına yönelik özel amacı arka plana bırakılmasına neden olmuştur
3) Nasyonel sosyalist Bireyin haklarının korunması düşüncesi halkın tamamına yönelik objektif hukukun  amacı tarafı tarafından tamamen bertaraf edilmiştir . Amaç objektif hukukun teminidir . BU görüşse gore hukuk yalnızca tarflara değil blakis aynı zamanda ve hatta öncelikle halkın hukuk güvenliğine hizmet etmektir .
4) Bireysel hukukuki korunma düşüncesine dönüş : 1945 yılından  sonra alman anayasasında bireylere tanına adaleti temin talebi aracılıgıyla bireysel hukuki korunma düşüncesi  rönasans yaşamıştır . Adaleti temin talebi herkese uyuşmazlıgı mahkeme önüne götürme ve adil bir yargılama sonucunda hüküm elde etme imkanı vermektedir . Adalet talebi de denilen bu hakkın kaynağı avrupa insan hakları sözleşmesi madde 6 /1 hükmüdür . Bu düzenlemeye gore herkes ucuz ve kısa sure içerisinde açtıgı davanın sonuca bağlanmasını ve makul sure içinde savunma hakkını kullanmayı talep hakkına haizdir . Günümüzde medeni yargılama öncelikle bireysel hukuki korunmaya hizmet etmektedir  .Bunun için tek şart aranır her bireyin subjektif haklarını garanti atına alan özgürlükçü ve demokratik bir hukuk devletin varlığı Subjektif hakların korunması özel hukuk düzeninin korunması düşüncesi ile tezat oluşturmaktadır .Her iki yargılamanın amacıda hem subjektif hakların hem özel hukukun himayesi birbiri ile bütünleşmektir .  Subjektif hakları korunmadan objektif hakların vaarlıgı da olmayacağı için bütünleşir .  

Gaula( ünlü alman hukukçusu )a  gore de objektif  hukukun temininde subjektif hakların temininden  çıkan yargılamanın amacına yönelik klasik görüş yerindedir .  Çünkü bu teori dava öncesinde de mükemmel bir özel hukuk düzeninn varlığını Kabul etmekte ve böylece maddi hak ve şekli hakları birbirinden ayırt etmeteir . Dava saddece hukuki barışa hizmet etmez yargılamanın amacı  hakimin uyuşmalıga nokta koyması değil harfiyen hakkı tesis etmesidir . Öncelikle yargılamanın amacı subjektif hakkı teminat altına almaktır bu beraberinde hukuki barışı grtirir. Sosyalist yargılama amacında objektif olarak gerçeğin bulunması amaçlanmaktaydı ama gaul a gore böyle bir öütopik gerçek medeni yargılamada söz konusu olamaz gerçeğin bulunması yargılamanın amacı değildir . Sadece hakkın tespiti için vazgeçilmez  sorunlu bir araçtır . Çünkü gerçeğin olmaıgı bir yerde zaten adaletten de söz edilmez . Bu yüzden gerçeğin temel alınması suretiyle somut hakkın sağlanması yargılamanın amacıdır yani gerçeğe ulaşma yargılamnın amacını grçekleştirilmesine araçtır .

 Medeni HUkuk ve medeni susul hukuku
Meeni hukuk kişiilerin birbirleri ile özel ilişklierin ve haklarının unsurlarını saptar digger bir deyişle hakları ve borçları doğuracak davranışları dzenler medeni usul hukuki ise maddi hukuka aykırılık halinde hukuki himayenin nasıl saglanacagını gösteren kurallar bütünüdür . Medeni hukuk maddi hukuk olarak hukuki himayenin haklılıgının unsurlarını medeni usul hukuku ise hukuki himayenin sağlanmasının kurallarıını içerir bu sebeble medeni usul hukuku medeni hukukun yan uzantısı değil müstaki medeni hukukla doğrudan  fonksiyonel bağlantısı olmayan bir hukuk alanındır .Bu sebeble 2 hukuk alanının amaçları farklıdır düşünceleri farklıdır . bunun sonucu olarakta farklı kavramlara sahiptirler . melesa hukuki işlem ile usuli işlem farklıdır . bir hukuk alnındaki çözümleri diğerine aynen uygulamak mümlün değildir mesela irada bozukluklarına ilişkiin kuralların medeni usul hukukuna doğrudan ve bütünüyle uygulama alanı bulması mümkün değildir bu kurallar ancak çok sınırlı ve uygun oldukları ölçüde uygulanabilirler .
 MEDENİ USULUN ANAYASA İLE OLAN İLİŞKİSİ
Günümüzde medeni usul hukukunun anayasa ile olan ilişkisi üzerinde önemle durulmaktadır . Medeni usul hukuku ilişkisinde hukuk devleti sosyal devlet ilkeleri yanında birde insan hakları boyutu bulunmaktadır . Gerek medeni usul kurallarının yorumunda gerek kanunlaştırma hareketlerinde anayasal ilkelere uymak gerekir .Anayasalarda yer alan hukuk devleti  kavramı açısından mesele genellikle ilk olarak ele alınmaktadır . Hakimin kanun ile bağlılığı kanuni hakim ilkesi  hakimin bağımsızığı ilkesi herkesin meşru vasıta ve yollardany yararlanarak mahkemeerde hak aramak davacı ve davalı olabilme hakkı ve mahkemelerin görev ve yetkisi içinde bulunan davaya bakmaktan kaçınamayacağı ilkesi  duruşmaların aleniliği ve kararların gerekçeli olması gerektiği ve yargılamaya katılanlata mutlaka iddia ve savunma  hakkı verilmesi ve adil yargılanma hakkı anayasa ile medeni usul hukukunun bağlantısını gösteren belli başlı noktalar olarak saptanmaktadır 
Hukuk devleti ilkesi madde 2 , madde 37 kanunu hakim ilkesi 138 kanuni hakim ilkesi madde 36 hakimin yetkisi içinde olan davalara bakmaktan kaçınamayacağı ilkesi ve adil yargılanma hakkı anayasamıza 2001 madde 36 ya ilave edilmiştir .Anayasa sosyal devlet ilkesini de Kabul etmiştir madde 2 , bu ilkenin medeni uslul hukuku üzerindeki etkilere de durulmakta yargı mercilereine müracatın ağır parasal şartlara bağlı tutulmaması gerektiğinin hakimin aydınlatma görevinin sosyal ilkesinin sonuçları oldugu ayrıca davaların sonuçta elde edilecek hükmün yararını ortadan kaldıracak kadar uzamasına sebebiyet veren medeni usul hukuku kurallarının sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmayacağı savunulmuştur .
      Medeni usul hukukun kamu hukuku yada hangisinde dahil oldugu tartışmalıdır .
Özel hukuk : Münferit hukuk sujelerinin eşitlik esasına dayanan kurallar .
Kamu hukuku : Devletin ve digger kamu müesseselerinin faliyetlerini ve bunların birbirleri ile ve vatandaşları ile ilişkilerini düzenleyen kurallardır .
Maddi hukuku düzenleyen kanunlarda yer alan mahkemelerin görevine ve yetkilerine işişkin hükümler usuli hükümlerdir demekki bir kuralın hangi Alana ait oldugu bulundugu kanuna gore değil kuralın içeriğine gore anlaşılır . Medeni usul hukuku devletin yargı faliyetini bu faliyeti yürütecek organları yargı yolu görev ve yetki esasını mahkemelerin uygulayacağı yargılama usulunu düzenlemektir . Medeni usul özel hukukun hizmetinde ve haklara ulaşmanın aracıdır . bu aracın işlemesini düzenleyen hükümler özel hukuk kurallarından farklıdırlar . Bu araca başvurulması hakkı ihlal veya inkar edene değil bu aracı vermiş olan devlete yöneltilmiş bir istem niteliğindedir bu istem üzerine bu araç kendi kurallarına gore başvuranın iradesinden kural olarak bağımsız şekilde hareket ve devam etcek ancak medeni usul hukukunda da fertlere serbestlik tanının bir alan mevcuddur ancak hakim olan kamu otoritesini bulma karekteridir  . Bu bakımdanda genellikle uygun görülen usul hukukunun kamu hukuku oldugudur .







Hukuk Usulu


CMK da hüküm bulunmayan hallerde HMK uygulanır. 
MUHSK nın yer itibari ile uygulanması :
1 : Medeni usul kurallarının yer itibari açısından mülkilik geçerlidir .( Lex Fori )
türkiyedeki mahkemeler ister  türk ister yabancı hukuk uygulasnlar türk medeni usul hukuku kurallarına gore yargılanır .
2. Türk mahkemelerinin milletler arası ihtilaflarda yetkili olup olmyaacagı hususu ve hangi hallerde yetkili olacağı milletler arası özel hukuka gore belirlernir . 5718 sayılı Milletlar arası özel hukuk ve usul hukuku hakkında kanun .Bu konuda özel hüküm getirilmedikçe yeni kural  yürürlüğe girdiği andan itibaren gelecekteki bütün olaylara uygulanır  yürülüğe girmesindne evvel eski  kanuna gore tamamlanmış işlemler ise geçerli olmaya devam eder . madde 448 . Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.
             USUL Hukuku İlişkişi
Dava  davanın açılması ile başlayıp tarafları usul ilişki ile başlayıp hüküm ile son bulan olaydır .  Dava tek bir işlem değildir . BU işlemler dava ikamesi ile doğan ve hükümle sonuçlanan bir usul hukuku  ilişkisi içinde yer alır . Doktrinde 3 farklı usul ilişkisi yer alır .
1.                       Kohler  :usul ilişkisi sadece taraflar arasındadır . mahkeme bu ilişkinin dışındadır .
2.                       Hellwig:usul hukuku ilişkisini  taraflar ile mahkeme arasında görmüştür .
3.                       Bülow : usul ilişkisi mahkeme ile davacı ve dalaı arasında 3 lü ilişkidir . ( günümüzde kabul gören  görüş )
 Usul hukuku  kavramı
Çok sayıda ve birbirni takip eden ve birbirine baglı usul işlemlerimden  oluşan davayı bir bütün olarak kavramamıza yardımcı our .

 Usul  hukuk ilişisi maddi hukuktan farklıdır . Maddi hukukun varlığı şart değildir . Bundan dolayı usul hukuku ilişkisine halifiyet maddi hukuka  zaruriyet doğurmaz
Usul hukuku ilişkisi içinde taraflara maddi hukuk anlamında borçlar yüklenilmemeiştr . Usul hukukunun yapılması için zorlanılmazz . Ancak bir takım zorunluluklar getirilmiş olabilir mesela doğruyu söyleme ödevi


      Dürüstlük kuralı
Hmk maddde 29 da dürüst davranma ve doğruyu söyleme düzenlenmiştir .

Yargı Örgütü : yargı işlevi örgüt ve bu örgüt içindeki yargı gorevlileri olusturur. İcra teskilatı’nın da incelenmesi bu alanın konusudur.
Yargı birliği: bireylerle idare ve bireyler arasında cıkan uyusmazlıklarda tek bir mahkeme düzenince bakılmasını öngören bir yargı tipidir. Bunun aksini öngören rejim ise yargı ayrılığı rejimidir (türiyedeki)


Yargısal Faaliyet : anayasa m9. Yargı erki, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
Organik yargı işlevi : (şekli) bu tanımda ölçüt olarak faaliyette bulunan makam esas alınır. Ama boyle değildir çünkü mahkemenin her işlemi yargısal faaliyet değildir.
Maddi anlamda yatgı işlevi : maddi hukuk kurallarının, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce, yargısal usullere gore, somut bir olaya uygulanması yargı faaliyeti olarak tanımlanır. Yargı işlevinin, birbirini tanımlayan ve birbirine bağlı, iki ozel konusu vardır.  Biri hukuksal koruma, diğeri yargısal .denetim? hukuksal koruma : subjektif hakların gerçekeştirilmesi. Yargısal denetim : objektif hukukun korunmasını sağlama.

YARGI K0LLARI :

Hukuki nitelikleri bakımından, bir bütünlük oluşturan iş ve davaların, aynı yargılama usulüne tabi kılınmıştır.  Boylece hukuki nitelikleri bakımından hukuki nitelik olusturan is ve davalar belli bir yargı kolunda toplanır,  ve bu yargı koluna ozgu yargılama usulu uygulanır.
1-    Anayasa Yargısı
2-    İdari yargı a.genel idari yargı, b. Askeri idari yargı
3-    Adli yargı a. Ceza aa. Genel ceza ab. Askeri ceza b.medeni ba. Çekişmeli, bb. Çekişmesiz.
4-    Uyuşmazlık mahk.
Yargı ayrılığı rejimine gore bir bütünlük gosteren uyusmazlıklar, aynı yargı kolunda toplanır,  ve söz konusu yargı kolları içinde faaliyet gosterecek olan mahkemeler ve bunların kurulusları ve gorevleri belirlenir. Doktrinde bunlara ek olarak seçim yargısı ve hesap yargısı eklenebilir. (yüksek seçim kurulu ve sayıştay)

Anayasa yargı: anayasa yargısı ve yüce divan sıfatıyla baktığı faliyeti yargı faliyetidir. 6216 anayasa mahk kanunu
İdari yargı: idari makamların idari faliyetlerden dolayı uyusmazlıkların cozumuyle mesgul olur.
Genel id yargı : askeri yargının dısında kalan davalardır. Bu alanda ilk derece mahkemeleri idare, vergi ve bölge idare mahkemeleridir.  (genel adı İDARİ MAHKEMELER) üst derece mahkemesi ise danıştaydır. Danıştay bazı davalara ilk derece mahkemesi olarak da bakabilir.  İYUK uygulanır. IYUKda  hüküm bulunmayan hallerde HMK uygulanır.
Askeri id yargı : asker kişilerin askeri hizmeti ilişkin uyusmazlıklarına bakar. Bu konuda askeri yüksek idare mahk. görevli. Askeri yüksek idare kanununda hüküm yoksa IYUKa bakılır.

Adli yargı : genel – özel diye bakılır. Genel adli yargı: ceza hukuku alanında yargılama yapılır. Cmkya gore yargılanır. Cmk yoksa HMK ya bakılır.
Askeri ceza mahkemelerde ilgili kanunda gösterilir. Bu konuda yüksek mahkeme askeri yargıtaydır. Özel ise medeni hukuk davaları vardır ve HMK uygulanır.

Uyusmazlık yargısı : iki yargı yeri Arasındaki gorev ve yer konulu uyusmazlıklara bakan yargısal faliyet birimidir. 61 anayasası ile getirildi. 2247 sayılı  kanuna tabi.

Yeni kanundan önce çekişmesiz yargı ile ilgili hüküm yoktu. Cekismesiz olması için ihtilaf yoklugu sartı ve hakkın yoklugu ve resen harekete geçme (hakimin resen harekete gectigi tüm seyler cekismesizdi)  kriterleri aranırdı eskiden. Yeni kanun m 382. Ve bunlar kanuna girdi.  Bunlardan biri gerekir.
Çekişmesiz yargı işlevleri : yeni hukuki durumlar inşa etmek , kişilerin korunması, hukuki ilişkilerin tasfiyesine yardım. Çekişmesiz yargı davaları maddi anlamda yeni hüküm teşkil etmezler. m388 !!! *** !!!hakim gerekçesini gostererek kararı yeniden değiştirebilir ve htta taraflar talepte bulunabilir. m384 !!! 


Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz hiçbir biçimde alınamaz

Yorumlar