Öykü - Kar Meleği


Oksijeni donduran bir soğuk dans ediyordu gökyüzünde. En kalın paltolu, çifte kürklü adam bile üşüyordu soba karşısında. Soba bile üşüyordu, ateşte de titreme başlamıştı. Evsizlerin evi kardan evler, battaniyeleri ise bembeyaz kar örtüsü neredeyse. Küçük çocuk dışarıdaki kara pür dikkat bakıyordu dakikalardır. Açık haldeki televizyonda dakikalardır ‘gel hadi izle beni’ diyen sayısız çizgi film ilgisini çekmiyordu ilk defa minik elli çocuğun. Sadece ve sadece sokaktı dikkat unsurunun temel direği.

Derken aklına nereden estiyse annesinden gizli bir şekilde yatak odasına girdi. Hep yapardı bunu zaten. Profesyonelleşmişti. Komodini açtı ellerini yetiştirmek için ayaklarını kaldırarak. Bir şeyler aldı ve koşarak balkona çıktı incecik kıyafetleriyle. Balkonda da kar vardı biraz. Soğuk zaten doruk noktalardaydı balkonda. Yapmak istediğini yaparken elleri üşüdü önce, sonra büzüştü dudakları fakat aldırmadı. Aklındaki fikir tek gayesiydi o an için. Annesi birkaç dakika sonra görüp, azarlayıp içeri soktu. ısıttı dakikalarca kalorifer dibinde. Üşümesi geçti yavaştan.

Birkaç gün geçti ve çocuk hastalandı. Ateşler içindeydi dışarıdaki soğuğun tam zıt derecesinde. Ve ahirete bir melek olarak transfer oldu birkaç gün sonra. Aileyi kaplayan hüzün balkondaki karları bile eritmişti. Henüz 6 yaşında. Tahmini ömrünün daha %10unda. Taziyeler bittikten sonra yan komşu nihayet cesaret edip sordu anneye çocuğun balkonda ne yaptığını. Annesinin anlattığına gore saç kurutma makinesini almış ve balkonda her tarafa tutuyordu kablo yettiğince. Annesi elinden almaya çalışırken: "bırak anne, karşı kaldırımdaki amca bak nasıl üşüyor, belki hava ısınırsa geçer üşümesi" demişti. Annesi saliselik şoktan sonra elinden alıp içeri sokmuştu ama geç kalmıştı. Sadece annesi değil tüm dünya…

Kalbi büyük, kendi küçük kar meleği için akıyordu gözyaşları artık o ailenin sımsıcak evinde. Kaldırımdaki adam mı? 

Herhalde gömmüşlerdi belediye işçileri karların altına zaten donmuş olan garibi soğuk morgdan çıkarttıktan sonra…

Yorumlar