Bir Gencin Dramı - Ödül Yetmezliği

Salondakilerin aksine pek de heyecanlı değildi genç. Not ortalaması ‘iyi’ olanlar ‘onur’, not ortalaması ‘helal olsun lan’ olanlar ‘yüksek onur’ belgesi alacaklardı. Salon sadece ödül almaya gelenler, hocalar ve görevlilerle doluydu. Ama tam kapasiteyle dolu gibiydi. Genç adam, arkadaşlarıyla salona girip arkalara bir yere oturdu. Sunucu, açılış konuşmasını yapması için rektörü çağırdı, rektör konuşurken genç adam dinlemiyordu da pek sanki. Konuşmadan sonra sıra ödülleri vermeye geldi. 7-8 kişi alabilmişti ‘yüksek onur’u ve bunların ödüllerini rektör bizzat verecekti. Tek tek isimleri saymaya başladı sunucu. 

Hukuk fakültesinden 3 öğrenci vardı bu belgeyi alacak-: veee hukuk fakültesinden gülsüm ……. dedi. Gülsümden sonraki kısmı gürültüden dolayı duymadı genç adam. ‘Gülsüm’ü ise kendi ismi gibi duydu… aynen şöyleydi : Hukuk fakültesinden Müslüm……… tabi genç tereddüt etti. Beni mi çağırdı lan dedi kendi kendine içinden. Beyniyle konuşuyordu. Şu an ‘Yüksek onur’un verildiğini de bilmiyordu. Kendisi ‘onur’ almıştı. Her halde ilk önce hukukçuları çağırıyorlar diye düşündü ama harekete de geçmedi. Yanındaki arkadaşlarını anons etmesini de bekliyordu. Sağındaki arkadaşı: ‘olum seni çağırdılar’ deyince kalktı nedense refleks olarak. Arkadaşı da yanlış duymuştu. Sahneye doğru yürüdü. Çıktı ve durdu diğerlerinin yanında. İçinden bir ses : ‘olum naptın sen, her halde yanlış geldin lan’ diyordu. Genç adamın not ortalamasının ‘helal olsun lan’ denecek kadar iyi olmadığını bilen diğer 3 hukukçu kız da garip garip bakıyordu genç adama…

Rektör sonunda ödülleri vermeye karar verdi. Tek tek, herkesin ismini usulca okuyarak verdi belgelerini diğerlerine. Gelmeyenler de vardı ve rektörün elinde 2-3 belge artmıştı. Belgesiz gence yaklaşarak: "adın Mustafa mı?" dedi, elindeki belgenin sahibinin ismini okuyarak. Genç o an farkına vardı ve o şok dalgasına çarptı. Yanlış gelmişti, bozuntuya vermemeliydi. Rektör teknik aksaklık sanıp sunucuya ters bir bakış atmış ve sıra fotoğraf çekimine gelmişti. Genç en uç noktadaydı. Elini arkaya kovuşturdu, ve çektirdi resmini usulca. Oturanların arasında ‘genç adam’ı tanıyanlar gülüyordu, kikirdiyordu. Resim merasiminden sonra eli ayağı titriyordu ‘sahnelerin davetsiz misafiri’nin… ne yaptığını bilmez bir halet-i ruhiye ile gitti oturdu yerine. Yanındakilerle kahkahalaştılar. Yüzü kıpkırmızıydı, su içti. Az sonra ‘onur’ belgesi verilecekti. ‘ismim söylense de çıkamam lan’ dedi kendi beynine, beyin yanıt verdi: ‘manyak mısın olum, çık işte ne olacak?’ az sonra hukukçulara verilen ‘onur’ belgeleri takdim edilecekti ve sunucu yine anonsa başlamıştı. Yanlış duymadıysa ‘Müslüm Fincan’ demişti. Kendinden ve isminden şüphe etti. Tedirgindi ama alkışlıyorlardı işte kendisine bakarak. Kalktı ve yürüdü sahneye doğru. Tökezledi bi ara, sunucu sanırım bi dalga geçmişti. Ama anlamamıştı. Neler oluyordu…! Sahneye çıktı, dizildi 10-12 hukukçu ve tek tek ödülleri vermeye başladı Dekan Yardımcısı. Eli ayağı titriyordu, şu titreyen masaj koltukları gibi titriyordu. Aldı ödülünü, yine çekildi resmini, beleşten çekildiği öteki resimden daha mı iyi çıkmıştı sanki ne? heyecan basmıştı. Resimden sonra yerine gitti, çantasını aldı ve dışarı çıktı. Dışarıda 1 haftalık espri malzemesi vardı. Twitter’de world trend olabilecek kadar espri mevcuttu, espri sahipleri sınıflarına girdi. Masa tenisi oynadı heyecanı geçsin diye ama olmadı. İnternete girdi… o da ne! twitter ve facebookta resmen Cem yılmazlar türemişti. Konu ise: sahnelerin gülü mFC, pardon gFC idi.

Eve dönerken serviste Genç adamın aklına ‘niye yapmadım lan’ sorusu geldi. Yani: ‘ben Mustafa’yım’ deyip rektörden ödülü alabilir, 1-2 saat sonra sunucuya iade edebilir ve bozuntuya vermeme seviyesini doruklara çıkarabilirdi. 

Ama kısmetti işte. İleride gülerek anlatacağı bir anısı olmuştu. Okulda bundan böyle ne gibi etkisi olurdu bilinmez ama, ‘single’ kalma hali sanırım daha da fazla olasılıkla devam edecekti. Zaten takmıyordu da pek bunu. 

Tüm bunlardan sonra, sahnelerin fedaisi genç Nyon’a gitti, Altın ayakkabı ödülünü Messi yerine almaya. Ve son gelen duyumlara gore Rektör bey yakın çevresine: ‘o’ hukuk öğrencisini bir daha ödül törenine sokmamayı tembihlemiş…

NOT :tüm anlatılanlar gerçektir fakat henüz yaşanmamıştır. Yaşanmış da olabilir. Kim bilir?

Yorumlar