Memleketim Üzerine : Birecik


‘’Eğitim Şart!’’. Bu söz dillerimize pelesenk olmuştur. Ülkemizdeki davranışlar ile ilgili ne zaman kınama isteği oluşsa aklımızda, bu sözü söyleriz en sona. Gerçekten de şarttır eğitim. Okullarda da verilir her ‘’Eğitim-Öğretim yılında’’ fakat sözdedir okullardaki eğitim. Özde ise öğretiriz bir çuval bilgiyi. Konu eğitim sistemi değil. Konu Birecik’imizdeki eğitimsizlik ve etkileri. Nizip yıllar boyu gelişmesini ivmeli bir şekilde sürdürürken biz hep kalmışız yerimizde. Köprü de olmasa köydük ya... neyse... Eğitimi aile verir ilk önce. Ailede yoksa ? işte sorun burada başlıyor... Bu saatten sonra ‘’eski’’leri düzeltemeyiz zaten. Şimdiki yetişenleri eğiteceğiz ki, bunun meyvelerini ancak bir sonraki nesil toplayabilelim.

Geçenlerde şehrin birçok yerine laleler ekilmiş. Yerel seçimlerin yaklaştığının göstergesi olan göstermelik bir hareket ama güzel birşey esasında. Ben görmedim ‘rengarenk’ laleleri. Birecik’e gittiğimde bir sarıları kalmıştı. Diper renkler ya solmuş, ya koparılmış, ya başlarından kesilmiş! Veya soğanı çalınmak suretiyle gözlerimize şenlik yaşatmadan yok oluvermiş. Kim, hangi yüksek maksatla yapmış bilmem ama mazoşist olduğunun farkında değil. Böyle gidersek bir kaç seneye köy statüsünde -sözde- ilçe oluvereceğimizin. Aslında kendisine ve geleceğine zarar veriyor da bilmiyor. Dini boyutu da var çiçeklere yapılanların fakat haddim değil. Kul hakkı derim bu yeter sanırım... Koparılmış güzelliklerden başka birçok ‘’cahillik’’ örneği var güzelim Birecik’te. Gelişmemizi sağlayacak yegane yol olan ‘turizm’in anahtarını - gelişmişliği - de katleden bir bilgisizlik emsali. Yanımızda herkesin imrendiği ve eline geçse bizim geliştirdiğimizden çoook daha gelişeceği Fırat ve Kelaynak gibi eşsiz ve bir türlü kullan(a)madığımız(!) fırsatlarımız varken gelişmemizi engelleyen kalkandır bu ‘eğitimsizlik’ ve diğer örneği ise ‘’sinyalizasyon’’ yani trafik ışıklarına ve kurallarına yaptığımız anlamsız müdahalelerdir. Zaten beklemiyordum ışıklara uyulmasını ancak trafik ışığının lambasını çalmak, şeytanı bile alkış manyağı yapmıştır heralde o şahsa karşı. Turist bayanlara laf atmak, apartmana tuvalet muamelesi yapmak, motorla akrobasiyi şehir içindeki yollara taşımak, apartmandan aşağı çöp atmak türlü ‘cehalet’ örneklerinde azınlığı oluşturuyor Birecik’te...

Şehrimiz için bu kadar yakışıksız hareketleri sıraladıktan sonra naçizane çözüm önerimi sunmamak da yakışıksız kalırdı. Gerçi ceplerine ilgili, memlekete ilgisiz memleket büyükleri varken bizim gibilere düşmezdi de çözüm önerisi ama... eğitim şart dedik durduk ya. Bunu verebilme yolları da çoktur elbette zamanımızda. Bir kulağı ile öteki kulağı arasında öğüt durmayan halkımızın bilgilenmesi için okullarda, her Cuma vaazlarda, çiçeği burnunda bilboardlarda, yerel gazetede, belediye hoparlöründe ve daha bir çok yerde bu fırsat mevcut. Okulda eğitim, camide eğitim, bilboardla eğitim vs. Fakat daha kesin bir çözümü var yeni nesil için. ‘GURBETTE EĞİTİM’. En azından Birecik’in yerli halkı çocuklarını göndersin Gaziantep ve batısında bir okula daha lisedeyken. Üniversiteyi beklemeden. Azıcık dişini sıkarak. Geleceğe yatırım yaparak. Öyle bir gelişim yaşanıyor ki -kendimden biliyorum- afallıyorsunuz 1. sene lisede. Haa belki dönmezler belki tekrardan memlekete yaşamak için ancak en azından şimdiki memleket büyüklerinden fazla ilgilenilir sorunlarla. Bu nesilden geçti, gelecek nesil kurtulur. Birecik kurtulur.

Başta da dediğim gibi ’eğitim şart...!!!’

Yorumlar